parapsikoloji,kuantum,düsünme,bilim,islam,ilim,tasavvuf gibi konularda iceriklerin paylasıldıgı bir ortam..

test

Son Yazılar

Post Top Ad

Your Ad Spot

18 Şubat 2015 Çarşamba

Ahmed Hulusi den Nörokuantoloji Notları


Beyin; Micro Evren
Evrensel Öz’ün tüm özelliklerini hologramik bir biçimde kendisinde barındıran bir tür titreşimden ibaret yapı...
Evrensel Özden gelen “Dalga Anlamları” bildiğimiz boyuta transfer eden muazzam bir cihaz...
Sonsuz titreşimlerden ibaret, hologramik bir yapı...
Evrendeki sayısız dalgaboylarındaki mânâları alan; değerlendiren ve yeni mânâlar oluşturan yapı...
Ruh’u ses ve görüntü yüklü olarak meydana getiren yapı…
..
Evren, esas yapısı itibariyle, tümüyle, sayısız manyetik dalgalardan oluşmuş bir kütledir ve her dalga boyunun kendine has orjinal bir mânâsı vardır.
Beyin ise orijini itibariyle bu dalga boylarındaki mânâları değerlendirecek bir alıcı, bir değerlendirici 
ve sayısız yeni mânâlar oluşturucu bir cihaz gibidir!. Ve bu beyin, elde ettiği tüm hâsılayı, ürettiği 
ruha yâni hologramik dalga bedene yüklemektedir!.
Kişinin ölüm ötesi kapasitesi, bir diğer ifade ile mertebesi, derecesi, dünyada iken geliştirebildiği 
son beyin kapasitesi kadardır.
..
Dünya üzerinde hangi kişide normal ya da olağanüstü diye nitelendirilen ne tür fiil görüyorsanız, 
biliniz ki bunların hepsi de beynin değişik değerlendirilişlerinden başka bir şey değildir.
Genler kanalıyla gelen tüm bilgiler, şâyet o kişinin beyninde kendilerini gösterebilecekleri uygun 
açıklıklar bulabilirlerse ortaya çıkarlar.

Beden, tümüyle, beyne hizmet edip ona gerekli olan bioelektrik enerjiyi temin için yaratılmış bir yapıdır.
Evrensel sistem ve düzen gereği insanda meydana gelen her şey, beyin aracılığıyla ortaya çıkar, farkedilir
hâle gelir!. Beyinde hangi konu ağırlık kazanırsa, o konu üzerinde beyindeki açılımlar genişler ve alışları artar!.
Verme fiili, beyindeki ilgili kapasitede genişleme oluşturur!. Hangi fiilller kişiden açığa çıkarsa, o fiillerin 
kökeni olan hücre bloğunda büyüme, gelişme olur; o alanda faaliyet gösteren hücrelerin sayısı artar!.
Fiiller, açılımları zorlar ve yeni kapasiteler meydana getirir.
..
İdrâk, beyindeki sentez kapasitesinin adıdır!.
İdrâk, beyin sentezinin sonucudur ve deşifresidir!.
Deşifre edilemeyen, idrâk edilemez!.
İnsanın bilinçli yaşamı, idrâkı kadarıyladır! İçgüdüsel davranışlar, idrâk kadarıyla kontrol altına alınır.
Dünyadaki hiç bir şey ölümötesinde unutulmaz, değerlendirilir; kapasitesi kadarıyla kişinin...
“İdrâk” denen şey, bir fiil değildir; bir mânâdır!.
Her idrâk edilen, belli bir mânâ açılmasıdır.
Fiiller, idrâkı arttıracak şekilde beyinde açılımlar getireceği için gerekli ve önemlidir.
..
Hammadde vücuda giriyor, bioelektrik enerjiye dönüşüyor; bu bioelektrik enerji organik bilgisayarı besliyor.
Organik bilgisayar yani beyin, bu bioelektrik enerjiyi alıyor; kendi bünyesinde değerlendirerek mikrodalga 
enerjiye dönüştürüyor ve bu mikrodalga enerjinin bir kısmını çeşitli dalgalar şeklinde dışarı yayıyor. Bir kısmını da 
kendi yeni bedenini meydana getirmek için kullanıyor.
Yani sizin bedeninizin kullanılmaz hâle gelmesinden sonra yaşamınızın devam edeceği “Mikrodalga bedeninizi” oluşturuyor beyin!
Ve bunu sanki televizyon dalgaları misalinde olduğu gibi, tüm zihinsel faaliyetleri ses ve görüntü dalgalarını 
elektrik dalgasına çevirerek televizyon dalgası şekline dönüşmesi gibi, tüm zihinsel faaliyetlerini ana taşıyıcı 
dalgaları yüklemek suretiyle eskilerin “ruh” adını verdiği maddeötesi bedeninizi meydana getiriyor.
Beyin, her an, üretmekte olduğu “Ruh” adı verilen dalga bedene de verilerini anında yükler!.
Bu hologramik beden, aynen televizyon dalgaları gibidir... Nasıl ki taşıyıcı dalgalara yüklenmiş görüntü ve 
ses dalgalardır, televizyon dalgaları; işte “insan ruhu” da böylece tüm zihinsel fonksiyonların sonucu olan 
verileri yüklenmiştir!.
Beynin ürettiği yüklenmiş dalgalardan oluşmuştur. Beyin tarafından üretilir; ve beyin, kendindeki tüm düşünsel 
verileri dalga olarak “ruh”a yükler.

Beyin, vücuda sinir sistemi vasıtasıyla yaydığı manyetik alanla bir çekicilik meydana getiriyor ve bu beynin 
üretttiği mikrodalga yapıyı kendinde muhafaza ediyor.
Ne zaman ki beyin duruyor, vücudun manyetik çekiciliği kalkıyor... Tıpkı, elektromıknasın elektriğinin 
kesilmesiyle birlikte tuttuğu nesneyi salması gibi, bedenden bu “ruh” adı verilen mikrodalga yapı ayrılıyor.
 Ama şuurda hiçbir kesinti olmaksızın!.
Yani bedenin kullanılmaz hâle gelmesine verilen isimdir, ölüm!
Ölüm ile birlikte biz, “biyolojik beden”den“ mikrodalga beden” yaşamına sıçrama yapıyoruz.
..
Bundan 2000 sene evvel Çinliler insan vücudunda bir gerçeği bulmuşlar, tesbit etmişler...
Vücudun sağ yanında “yang” adını verdikleri pozitif enerji, sol yanında da “ying” adını verdikleri negatif bioelektrik
enerji mevcut!.
Beyinden tüm vücuda yayılan pozitif ve negatif bioelektrik enerji, herhangi bir düzensizlik olduğu zaman 
çeşitli hastalıklara rahatsızlıklara yol açıyor. Dolayısiyla bu akış kanalı üzerinde belli noktalar bularak
 buradan bioelektrik boşalım sistemi olan “akupunktur” dediğimiz tedavi metodunu bulmuşlar.
Vücudun sol yanında “negatif”i, sağ yanında “pozitif”i oluşturan bu 2 güç; beyinde belli bir faaliyet neticesinde 
tüm duygu, düşünce ve faaliyetleri mikrodalga enerjiye dönüştürerek, “mikrodalga beden”e yüklüyor.
..
Kuantum potansiyelde dalga, frekans yoktur. Sadece potansiyel var. Tüm varlığın kaynağı olan yerdir. 
Buradan açığa çıkan (oluşagelen) kozmik platformdur. Kozmik açılım platformu, evren içre evrenleri oluşturur. 
Bu yapı frekans okyanusuyla doludur. Sonsuz sayıda farklı frekanslar vardır. Varlık, frekans bloklarından 
(küme-grup-yumak) oluşur. İnsanlarda belirli frekans bloklarından oluşmuştur. Beyinde, görme merkezindeki 
nöronların da belirli bir frekans blokları vardır. Amigdala da frekans grubundan oluşmuştur.
Sperm-yumurta birleşmesiyle de frekans blokları oluşur. Ayrıca her bir organ ayrı bir frekans grubudur.
Beyin büyük bir frekans yumağıdır.
Varlığın orjini çok yüksek frekanslıdır. Birimlere giderken frekans yüksekliği azalır.
Beyinde ise, diğer yapılardan farklı olarak, en yüksekten en düşüğe tüm frekans çeşitliliği yeralır.
Beyinde nöronların farklı frekanslar içerdikleri bilimsel olarak ispatlanmıştır.
Genel olarak insana zararlı maddeler düşük frekanslıdır.
Görme esnasında göz ile algılanan ışık, elektriksel yolla görme merkezine gelir. Burada belirli anlamlara 
dönüştürülmüş frekansların etkinliğiyle görme olayı gerçekleşir. (TV’ye gelen dalgaların görüntüye 
dönüştürülmesi gibi… )
Yaşamlarını sadece yemek, içmek, seks, uyumak gibi bedensel ihtiyaçları karşılama üzerine kuran 
insanların beyinlerinde düşük frekanslar hakim olur.
Güçlü gelen bir frekans grubu, düşük frekans grubunu etkileyerek güçlendirir. Böylece anlam blokları meydana gelir.
İnsan denen yapının orijini dalga-frekans yapıdır.
İnsanlar senkronize oldukları frekansların yüksekliği kadar evrensel öz’e yaklaşır.

kaynak: http://www.beyindoktoru.com/ahmed-hulusiden-norokuantoloji-notlari.htm
https://vimeo.com/12519523
Kaynak:
Nörokuantoloji notları, Av.Asuman Bayrakçı tarafından Ahmed Hulusi'ye ait  30 kitap ve çeşitli yazıları 
kaynak alınarak hazırlanmıştır. Kaynak yazı için tıklayınız. Son paragraf AH'nin sohbetlerinden alınarak Dr Güçlü Ildız tarafından eklenmiştir. (www.ahmedhulusi.org)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar

Post Top Ad

Your Ad Spot

Sayfalar