parapsikoloji,kuantum,düsünme,bilim,islam,ilim,tasavvuf gibi konularda iceriklerin paylasıldıgı bir ortam..

test

Son Yazılar

Post Top Ad

Your Ad Spot

7 Şubat 2015 Cumartesi

Boyutları Zorlayınca

Deneyi yapan kişiler okyanuslar üzerinde olduklarını, hatta uzaya bile açıldıklarını anlatmışlardır. Kendi beden kalıplarının içine döndükleri zaman, şahit oldukları uzak olay ve sahneleri aşağı yukarı tanımlayabilmişlerdir. Ay'da dolaşan astronotlardan biri olan Dr. Edgar D. Mitchell, buna «externalization» (dışadönüklük) demektedir. Bizim kişisel bilincimiz, büyük bir enerji alanının bir kısmı olabilir ve bu alanın sahası, bir kuşun havada kanat çırpışı kadar hafif olabilir...


Ne yazık ki, yldızlar arası projeksiyonlar, tehlikeli bir girişimdir. Her yıl Amerika'daki gazeteler bu tür atılımlar sonucu kişilerîn nasıl ölü bulunduklarını anlatmaktadır. Onların aileleri ve arkadaşları, bunların bedenlerini resmî makamların elinden geri almaya çalışmakta ve bu tür çalışmalar yapan yakınlarının tekrar bedenlerine döneceklerini iddia etmektedirler. Görünüşe göre bu kişiler, bu çalışmayı birçok kez tekrarlamışlar fakat sonunda, «gümüş iplik» kırılıvermiştir. (Söylentiye göre bilinç, insan bedenine bir gümüş iplikle bağlıdır ve eğer bu koparsa, bedene dönüş imkânsızlaşır).


BOYUTLARI ZORLAYINCA

Yıldızlararası çalışmaların çoğu, bir «rehber» vasıtasıyla olur ve bu kişiler, yabancı süper spektrum dünyalarına girdiklerini iddia ederler. Bu rehberler, çoğunlukla Hintlilere veya Tibetli rahiplere (lamalara) benzerler ve dikkatle bilinci uyaran usta kişilerdir.

UFO'larla temas eden bazı kişiler, farkında olmadan OBE'yi uygularlar. Bir çöl ya da ormanda yalnızken, süper spektrum enerjisi vasıtasıyla etkilenirler, trans haline gelirler ve bilinçleri «burulan bölgeye» girer, tıpkı uzay adamlarının garip durgunluğunu yaşarlar. Deney gerçek olduğu halde, girilen bedenlerden oldukça farklı bir akıl etkisiyle karşılaşırlar. OBE şırasında, hayale dalındığı gibi, zaman sınırsızdır. Bir saniye, saatler ve saatler, hatta haftaları bulabilir. Ve kişi bedenine döndüğünde, kendini birkaç dakika önceki durumunda bulunca, çok şaşırmaktadır.

Yıldızlararası çalışmalar yapanlar, sık sık boyut değişimine uğrarlar. Kendilerini korkunç büyüklükte, kristal topa benzer ay ve dünyanın karşısında, onları incelerken buldukları olmuştur. İç uzaydan geçerler ve uzayda ışık ışınından daha ince bir demet halinde, kendilerini geride kalan Samanyolu'na bakarken buluverirler. Hatta kendilerini büyük bir şeyin küçük belirli bir parçası olarak algılayanlar da vardır.

Çeşitli ülkelerde, yıldızlar arası çalışanların sayısız deneylerini anlatan binlerce kitap yazılmıştır. UFO'larla ilgili bir teoriye göre, diğer gezegenlerdeki bu yıldızlararası gezginler, sık sık dünyayı ziyaret etmekte ve fiziksel olarak insanlara da görünmektedir.
Belki de binlerce yıl önce herkes OBE yapacak kadar güçlüydü, fakat teknolojik alanda güçlendikçe, bu yetenek kayboldu. Şimdi yeni bir faraziyeye girilmektedir. Eski uygulanmaya dönüşle, çevremizdeki gizlere yeni çözümler aranabilir

Kendisi OBE'yi deneyen büyük psikolojisi Dr. Carl Jung kolektif bilinçsizliğin kozmik denizde yüzer gibi yıldızlararası çalışmalarını denemiştir. Jung bazı daha akıllı varlıklar veya akıllı enerji alanına, ki bu alanın kalıntıları bizim fiziksel dünyamızdan farklıdır, kesin olmayan gerçeklerimize göre tamamen bağlı olduğumuzu tahmin etmektedir. 

Biz, belirli bir uzayda, sadece bir yöne doğru zaman akımı içinde yüzerek, fiziksel bir bedene hapsolmuş durumdayız. Fakat bilincimiz, bazı süper enerji alanlarını kullanarak üç boyutlu dünyadan kaçmaya yeteneklidir. Bu enerji alanları, evren ve onun kontrolü içinden geçerler.

Eski kişiler için çok boyutlu evren olanak dâhilindeydi. Onlar, astroloji ite kozmik enerjilerin etkisindeki atomları ölçmüşlerdir. Marconi bize uzun dönüş yolunda yardım etti. Elektromanyetik Spektrumu ve bize nasıl yardımcı olabileceğini fark etti. Bugün Dr. John Lil|y gibi bilginler (ki bu bilgin, yunus balıklarıyla haberleşmeyi başarmıştı) ve Dr. Edgar Mitchell, uzayın derinliklerinin keşfinde yararlıydılar.

Daha az büyüye ve uydurmalara dayalı, zekâlarımızın kullanılabileceği yeni bir çağın eşiğindeyiz. Her birimiz ölümün bilinmediği bütün insanî değerlerin, fiziksel ve ruhsal yapıların korunamayacağı yabancı boyutlardan geçerek, bedellerimizi ardımızda bırakarak karanlık uzayda kayıp gidebileceğiz. 80 yıl içinde, Marconi'nin Sihirli Kutusu'ndan Ay ve ötesine uzanan uzun bir yol kat ettik. Gelecek 80 yılda, radyo teleskoplarımızın ulaşabileceğinin ötesinde akıllı hayatın yaşadığını öğrenebiliriz... Hem de, modern tıbbın ulaşabileceğinin ötesinde, beyinlerimizin en derin dinlenme anlarında...

 ALINTIDIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar

Post Top Ad

Your Ad Spot

Sayfalar