parapsikoloji,kuantum,düsünme,bilim,islam,ilim,tasavvuf gibi konularda iceriklerin paylasıldıgı bir ortam..

test

Son Yazılar

Post Top Ad

Your Ad Spot

7 Şubat 2015 Cumartesi

Telepati Deneyi

BİR RUS TELEPATİ DENEYİ

Bir Rus telepati uzmanı, deneyini şöyle anlatmıştır: Yarıdaki odada 19 kişi bulunuyordu. Ben odamda sağ elime bir fincan kahveyi alarak, kahvenin ve fincanın sıcaklığını zihinsel yolla 19 kişiye nakletmeye başladım. Ondan sonra sağ elime iğne batırdım. Sonuç çok başarılıydı. Hepsi de sağ ellerinde sıcaklık, sol ellerinde acı hissetmişlerdi.   Diğer deneyler;

TAVŞANLAR ARASI TELAPATİK DENEY

Bu deney hayvanlar arası telepatinin olup olmadığını aydınlatmak için yapılmıştır.

Bir denizaltı 5 yavru deney tavşanıyla daldı. Karadaki laboratuarda ise, ana tavşanın beyin dalgalarını ölçmek, ani refleks ve hareketleri saptamak üzere beynine derin elektrotlar yerleştirilmişti. Denizaltı daldıktan sonra yavru tavşanlar değişik zamanlar içinde teker teker öldürüldü. Tam yavruların ölüm anında, ana tavşanın beyni tepki gösteriyor, beyinsel ve bedensel direnç gösteriyordu. Bu da, hayvanlar arası telepatiyi ispatlıyordu, bilginlere.

BİR DENEY DAHA

Ünlü telepati uzmanı Messeng, evinin kapısında duruyordu. İsteği üzerine, yoldan geçen bir köpeği yakalayıp getirdiler. Messeng, köpeğin başını elleri arasına alarak, 1,5-2 dakika, gözlerini köpeğin gözlerine dikti, telepatik telkin yaptı. Sonuç başarılıydı. Köpek eve girdi, banyoda masanın üzerinde bulunan telefon rehberini alarak geri döndü.

TELEPATİNİN PRATİK YOLU

Telepatik haberleşmede pratik olarak, Rakamlar, Oyun kartları, Hareketler, Renkler, Koku nakli, Ağrı veya acı nakli vs. gibi basit yöntemler uygulanır.

Telepatiyi bilinçli olarak uygulamak isteyenler için, direkt zihinsel telkin yöntemine şöyle başlanabilir:

Önce rahat oturmak; zihinsel ve bedensel olarak gevşemek; sinir gerginliğini yok et¬mek; korku, heyecan ve endişe vs gibi duyguları silerek kişinin kendine olan itimadını arttırmak gerekir. Telepatiye başlar¬ken ilgi çekmeyen, uyarmayan kelimelerden sakınılmalıdır. Bundan sonra, zihinsel olarak nakledilmek istenen şeye iyice dokunmak tam görüntü ve belirtilerini sindirmek gerekir. Alıcı kişinin yüzü hayal edilir, net olarak canlandırılır. Onu nakledilmek istenen cisme ilgiyle bakıyor, ona dokunuyor, kavrıyormuş gibi düşünülür. Böylelikle zihinsel telkin ve düşünce gönderilir. Bunlar uygulandığı zaman, % 60-70 arası başarıya ulaşmak imkân haricinde değildir.

Yukarıdaki olay ve deneyler bize yepyeni ve kesin sonuçlar getirmektedir:
1) Açıklanamayan doğa üstü olayların izahı ve çözülmesi.
2) İnsan beyninin bilinmeyen yeteneklerinin ortaya çıkarılması.
3) Telepatinin zaman ve mekân tanımadığı.
4) İlerde evrensel haberleşme unsuru olabileceği.

TELEKİNEZİ



Para psikologlar, telekinezi postkonezi deyimini kullanırlar; fakat metapsişik ilimlerde ve kullanış bakımından, telekinezi daha uygun bulunur.

Yine yunanca iki kelimeden oluşmaktadır. Tele: uzak, kinesis: hareket demektir.

Geniş açıklaması, «uzaktan cisimlerin hareket ettirilmesini, bir yerden bir yere taşınmasını, yer değiştirmesini meydana getiren ruhsal ve zihinsel bir güç; hiç bir bedeni vasıta olmadan cisimlere fiziki hareketler yaptırılması» olayıdır.

Levitasyon olaylarında ise durum, cisim veya insanların yerçekimini ortadan kaldırarak yükselmesi olduğuna göre, bu da telekinezin bir kolu haline gelmektedir.
Telekinezi, özellikle fizikî medyumluk sahasında incelenir. Medyumlardan çıkan güçlerin ve ektoplazmanın (organik cevherin) vasıtası ve görünmeyen etkenlerin tesirleri ile cisimlerin hareket ettikleri, masaların, koltukların ve diğer eşyaların havaya kalktıkları bugünkü gerçekler arasındadır.

Dünyaca tanınmış ve telekinezi hakkında en büyük otorite kabul edilmiş olan İrlanda Üniversitesi'nden Prof. Dr. W.S. Crawford, bu konu hakkında şunları söylemiştir:

«-Deney yapan kişi, ruha ister inansın ister inanmasın, bilinmeyen ve görünmeyen bir zekânın varlığı hakikati ile karşı karşıya gelirler. Bir eşyanın hareketi gibi basit bir şeyin meydana gelişi sırasında bile, olayların gerisine bir göz atabilen araştırmacı gördükleri şeyler karşısında çok şaşıracaktır. Fizik, hareketlerin oluşması için görünmeyen varlıkların müşterek güçleri ve gayretleri ile ellerinden geleni yaparlar ve biz de deney odasında oturduğumuz zaman bizlere düşen bütün şeyleri yaparak uygun şartları hazırlarız. Hatta deneyde hazır bulunanlar görünmeyen varlıkların birer aletidir diyebilirim».

Diğer bir uzman ise Rus telekinezi N. Mik Hailave'dir, Mik Hailave, herhangi bir eşyaya ihtiyacı olduğu an; bakışlarını, zihinsel ve ruhsal güçle birleştirerek ona yöneltip bakması ve üzerinde durması halinde, cismin kendine doğru gelmemesine imkân yoktur! BİYOLOJİK RADYO Modern teknoloji, uzak uygarlıklarla haberleşme imkânına sahip değildir. Bunu başarabilmek için gereksiz para ve zaman harcamaktadır. Eğer bir Merihli bilgin 1876'da radyo vasıtasıyla bize ulaşmayı deneseydi, başarısızlığa uğrayacaktı; çünkü henüz bizim radyo alıcılarımız yoktu. Eğer başka bir Merihli 2176 yılında bizimle ilişki kurmayı denese, yine başarısızlıkla karşılaşacaktır; çünkü ilkel radyo sistemini kullanmıyor olacağız, o zaman da. Günümüzden 100 yıl sonra, şimdi tanımlayamadığımız frekanslarla her türlü olasılıkta, belki de biyolojik radyo gücünü kullanmakta olacağız. Bugün umursamasak da, biyolojik frekansları halen kullandığımız gibi, o zaman da kullanmakta olacağız.

Para psikologlar, yıllardan beri biyolojik radyo üzeninde çalışmaktadırlar. Çoğunlukla ESP denilen bu sistemin anlamı, birinin beyninin, bir başkasının beynine yayın yapabilmesidir. Bu tür yayınlar anidir. Işık hızı, uzay ve zaman sınırları içinde kalarak, uzak bir gezegendeki bir beyne, kafaca bir yayın yapabilmemiz mümkündür. Aynı şekilde, bu uzak dünyalardaki beyinler, dünyalı beyinlere yayın yapabilirler ve farkında bile olmadan, kontrol altında olabiliriz.

Bir avuç serpiştirilmiş insan, binlerce yıldan beri bu tür biyolojik kanalları kullanmaktadır. Bazı kişiler, bu gezegende yaşamaya yetenekli olduklarını iddia ederler ve yıldızlar arası biyolojik enerji ışınlarını alınlar. Eğer insan zekâsı bu küçük güneş sisteminden kaçmayı başarırsa, bu (uzay gemileri ile) teknolojinin yardımıyla değil, «süper spektrum» (üstün renk ayrımı) denilen biyolojik frekansların kullanılmasıyla olacaktır. Gelişim, insan bilincinin biyomekanik makine birimleri içine hapsedilmesine dayanmaktadır. Bu gelişim, binlerce yıldan beri bilinmektedir ve yıldızlararası görüntü ve OBE (Beden dışı deney) olarak bilinmektedir. Oysa bunu garip fikirli kişiler veya bazı tarikatlara bağlamamak gerekir. Bu yetenekleri olduğu iddia edilen bilginler, okul öğrencileri ve halk arasında önemli kişiler vardır.

Görünürde, bilinç dediğimiz şey, dışardan güç veya enerji alanıyla bedenimize girebilen bir enerji parçasıdır. Bu bize, diğer hayvanlardan farklı bir görünüm kazandırır. Kişiler, ölüme yakınken kendilerini bedenlerinin üzerinde, havada uçarken, doktorlarla hemşirelerin çalışmalarını izlerken bulduklarını sık sık söylerler.
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar

Post Top Ad

Your Ad Spot

Sayfalar